Rahatlama Seansı – Unutamazsın
Bu yazıya sadece şunlarla başlamak istiyorum.
Unuturum diye yorma kendini
Her sevenle beni bir tutamazsın
Bu kadar yürekten sevmişken seni
Öyle kolay değil, unutamazsın
Yıllar sonra bir gün beni anarsan
Kulakların değil, kalbin çınlasın
Ardından bakıp da öylece kalan
Gözlerimde donmuş iki damlasın
Âhımın rüzgârı üşütür seni
Benden başkasına ısınamazsın
Yorgun şarkılarla anarsın beni
Öyle kolay değil, unutamazsın
Çayımızı aldıysak şöyle birkaç cümle kurarak bu yazıya son vermek isterim.
Birisini gerçekten sevdiyseniz unutamazsınız. Birisinin ruhuna aşık olduysanız unutamazsınız. Sevdiğinizden darbe alırsanız unutamazsınız. Öyle bir şeydir ki aşk, yaşattığı yerde gülleri besler, kalmadığı yerde de hayatları hapseder. Öyle bir şeydir ki aşk, gidene kolay, kalana zor gelir. Gidende memnun değildir belki ama unuturum diye düşünür belki ama, unutamaz.
Denizlere yeni bıraklıan bir yelkendir aşk, hangi yöne eserse rüzgar oraya gider. Hangi göze vurulursa gözler, gönül ona gider. Kime gülerse, ona gider. Bazen oturup izliyorum böyle herşeyi, hatta 30 gün oldu, herşeye oturup bir köşeden bktığımda neden diyordum. Nedenlerin içerisinde arıyordum bazı şeyleri.
Hatta oturup yazmamın tek sebebidir düşüncelerim. Karmaşıklığın içerisinde çok fazla bulmaca var ve bu bulmaca çözülmez gibi geliyor arada bir. Kalemim bu aralar çok güçlendi, o kadar dezavantaj ki, sonsuza kadar unutamayacak belkide böyle bir şeyi kalem. Noktayı nereye koyduğunu bilemeyecek belkide. Yada virgülle ayırıp devam etmeyi bilemeyecek. Bu kalem o kadar yontuldu ki, 30 gün önceki kalemden eser kalmadı.
Bazı aşklar ölümsüz gelir insana ya hani, hatta bazı aşklar vardır sonsuza dek sürecek denir. Ama Barış Akarsu‘nun bir lafı vardır. Ayrılık amansız gelir.
Ayrılık öyle bir zamanda gelir ki, kendini bırakmışsın tamamen onun kollarına, herşeyini vermişsin tüm sevgini güvenini, öyle bir anda biter ki sen unutamam dersin ama o unuttum der. İyi olmak zorundayız der ya hani sana. Öyledir belkide unutur, iyi olursun ama kalemin gücü hiç bir zaman geçmeyecektir. O kalem yaşananları yazabildikten sonra, cümleler arasında geçebildikten sonra o kaleme ne yaşatırsan yaşat o kalem korkmaz artık bir şeyden.
Kimse kimseyi zorla tutamaz, hayat dışardan bakılırsa bir oyuna benzer. Bu oyun herkese göre farklıdır kişiye özeldir. Oyununa giren bir yabancıya verdiğin mızrakla vurur sana. Hemde öyle bir vurur ki, herşeyini anlattığının vurduğu yerler hiç kapanmaz. Herşeyini paylaştığın insandan geri kalan sadece yaralar kalır. Tabi geçmişi unutamazsın hiç bir zaman. Yaşananları imkansız unutamazsın. Üstünü örtsende unutamazsın.
Öyle bir kalemim var ki, kadın çiz deseler çizemem. Ama kadını anlat deseler anlatırım. Öyle bir kalem ki, yaşananları tek bir resime dök deseler dökemem, ama yaz deseler o kadar çok şey yazarım ki, sadece sarılmanın duygusu 50 sayfa sürer. Öyle bir şey ki bu, kafamdakini kaleme aktarırken elimden gelen sadece sigara sarmak oluyor. Halbuki sarılması gereken çok şey varken.
Neyse bunca yazının arasında bunuda yazmak istedim. Okuyanlara anlamsız gelebilir. Ama yaşayan öyle bir anlarki, yazıyı yeniden okur ve bir sigara yakıp düşünür. Düşündüğü her andada o aklına gelir. Başkasına gerek yoktur hatırlamak için, sadece onu hatırlatan birkaç cümle yeterlidir geçmişi hatırlamak.
Bu yazıya özel şarkı
Güncel yazı ve projeleri instagram'da duyuruyorum. Takip et, iletişimde kalalım ✔️@tahamumcu
Bu yaşımda merak ettim okudum, tüm yazılarınızı okuyorum. Allah kaleminize kuvvet versin.