Kitap

Bir Deli Günlüğü – 1

Deliler, deliler….

Hayatımızın her noktasında karşılaşıyoruz kendileriyle. Severizde kendilerini, yeri gelir kızar, yeri gelir azarlar, yeri gelir acırız. Delidir deriz geçeriz bazen de…

Bu Dünya’nın görünmeyen insanları deliler. Belki de Dünyayı kurtaracak insanlardır. Ne dersin?

Rakı nasıl içilir gibi yapmak isterdim bu günlüğü. Ancak kelimelerim kifayetsiz kalınca bir deliyi anlatmak zor geliyor valla. Bu yüzden günlük halinde yapsam daha güzel olur diyorum.

Sabah rutinlerim genelde yataktan kalk, bilgisayarı aç, kahveni yap, bilgisayara geç, gece kalk, yat. Sabah aynı rutin hayat. Deliler ne yapıyor demeyin işte. Bunları yapıyoruz napalım.

Günlük hayatımız oldukça hızlı reaksiyonlar içinde geçiyor. Sorunlar, sitresler, insanlar arasında geçiyoruz. Bazen bize bakıyor kalıyorlar. Duruyoruz, izliyoruz onları ama bir sonuç yok tabi. :D

Takip ediyoruz bazı şeyleri, saat takibimiz olmasada insan takibi yapmak güzel bir meziyet. Seviyoruz bunu belkide. Ya da içimizdeki deliyi aramak için takip ediyoruzdur, ne dersin?

Kahvemi yapıpta çıkıyorum karşınıza bu ara, uzun yollar keşfediyorum. Kendimi aramaktan bıkkın bir halde yeni bir dünyaya bürünüyorum. Meta verse gibi bir olay bu ama arsa almıyorum, satmıyorum. Dünya kurulumu nasıl oluyor onu deniyorum birnevi.

Tepkisel gücüm oldukça düştü, kullandığım ilacın etkisi vücuduma zarar verirken, bir yandanda güç veriyordu aslında. Aklımı ne kadar sakinleştirip durdursada, sinir seviyemin dozunu bir türlü düşüremiyor. Depresanı belkide kullanmamak lazım, çünkü iş planımı ve bünyemi oldukça fazla etkiliyor. Yüksek dozdan yada günde 2 tane içip deliliğe vurduğumdan olsa gerek.

Günlüğümün ilk sayfaları böyle olsun istedim. Yaptıklarım, yapacaklarımın fragmanı desem yalan olabilir mi? Ya da neyse, bu beni ilgilendiren bir konuydu. Samimi benliğimden çıktım sanırım ben bir süredir. Kısa bir dörtlükte samimiyetime geri dönmek isterim.

İlacın etkisi sürüyor kardeşim ya bu ilacı napcaz valla bilen varsa şu yorumlara bi yazsın çünkü beni delirtmek üzere. Aklımda dönen mevzulardan sıkıldım artık aq. Gerçekten samimiyet küfür mü? Hayır ama ben edince rahatlıyorum. O yüzden samimiyetli dörtlüklerime bir minik küfür ve virgülsüz yazıyorum. Çünkü samimiyetimde nefes alamıyorum.

Neyse güzel bir söz söyledik hemen şımarmayalım, kahvemizi alalım devam edelim. Yazımızın bir anlamı veya bir tümleci, ya da bir belirtici konusu ya da hammadesi bulunmuyor. Aslında maddesi depresan, ham’ı ise ben. Bendepresan. hahaha :D

Komik değildi biliyorum.!

Arada yapmak lazım böyle şeyleri çünkü kafamızda hep ciddi konuları konuşamayız. Biraz dünyadan uzaklaşmak iyi gelir belki. Yoldan geçen insanları görüyorum da herkeste bir telaş. Tren yolculuğumda etrafı izliyorum ve bu doğal güzellik içerisinde insanlar neden telaşlı? Ekonomiden mi? işsizlik? ya da dönemsel bir şey mi?

Anlamsız bir karamsarlık var ortamda. Bu karamsarlıkta beni yazmaya sürüklüyor. Yanımda oturan beyfendi şu anda yazdıklarımı okusada onu dikkate almadan yazıyorum. haha kendisi gördü ve güldü :)

Neyse zengi’nin zengin olduğu, fakirin’de fakir olduğu bu coğrafyadan uzaklaşmak dileğiyle. Kendinize cici bakın, devamı elbette gelecek.


Güncel yazı ve projeleri instagram'da duyuruyorum. Takip et, iletişimde kalalım ✔️@tahamumcu

Taha Mumcu

Ben Taha Mumcu, Bilişim sektöründe uzun süreden beri tecrübe edinerek bir yerlere gelmek için çalışmalarına devam eden ve sektörü yakından takip ederek hiç bir veriden geri kalmayan, girişimci ruhu ile tüm işlere elinden geldiğinde çalışma yapan bir girişimciyim. Henüz genç yaşta birçok tecrübeye ulaşan ve koyulan engelleri aşarak bir yerlere gelmek için çaba göstermekten çekinmiyorum.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu

Reklam Engelleyici Algılandı

Lütfen reklam engelleyiciyi devre dışı bırakarak bizi desteklemeyi düşünün