Yaktım ve Rüyalar Gördüm
Bu sefer size anlamsız ama bana çok anlamlı gelecek bir başlık ile yeni bir yazı yazayım dedim. Arada bir geliyor böyle şeyler aklımada yazmıyorum ama yazmaktan zarar gelmez gibi.
Anlamında bir bok aramadığım bir başlık ama adı gibi yaktığım, ateşle uyandığım rüyalar gibi bir yazı olması dileğiyle yavaştan başlayayım diyorum.
Bazı insanlar, insanlara iyi geldiklerini düşünür ve bunu psikolojisinde hazmederler. Akıldakiler çabuk dışarı çıkar, duygular çabuk değişir, insanlar değişir, fikirler karşıt olabilir ama insan karşı çıkamaz. Öyledir ki böyle saçma bir cümle kurduğumda sadece kendi anlayacağım türden yazdığımı düşünüyorum ama dikkat etmeden yazıyorum. Anlayın işte dalgınım biraz olur böyle şeyler.
İnsanların beni mutlu görmeyeli uzun süre olduğunu biliyorum. Bunu yakın arkadaşlarım tekrar tekrar söylemesine rağmen kendimi mutlu edecek bir neden bulamadığımı kimseye söyleyemedim. Hayatımı üstüne kurduğum yazılım, bilgisayar dünyasından bile uzaklaştırdım kendimi. Yeni tanıyanlar çok komik bir yapıya sahip olduğumu sansalarda beni tanıyanlar güldüğümde içimde ki gerçek gülümsemeyi hissediyorlar. Öyle dostlarım var ve bundan mutluyum, gözlerimizin içinin güldüğü günlerde oluyor bazen.
Ben geçmişimde yaktığım tüm gençliğimin rüyasını yaşıyorum belkide şu sıralar. Elimden kayıp giden gençliğimi tutup yaktığım için belkide böyle oluyor. Bu bir iş bir kadın bir arkadaş değil. Bu farklı bir durum. Normalde filmlerde izleriz bu tip şeyleri ama gerçek hayatta insan yaşadığında garipsiyor, filmlerde ki gibi rolleri öldürmek mümkün olmuyor.
İnsanlar uyuşturucu kullandığımı, ot çektiğimi, her gün kova vurduğumu sanıyorlar. Bu şekilde bir düşünceye sebebiyet veren, kilo vermem. Ne kadar garip insanlar belki bir problemi var diyemiyor. Kesin ot içmiştir öyle vermiştir yoksa veremez diyorlar. Çünkü hayatım boyunca hep güldüm, kötü anımda, iyi anımda, dalgın anımda her yerde. Gülmenin bir yerden sonra insana acı verdiğini sonradan anladım. Geç olsada güç olmasın gülmeye devam ediyorum.
Biz insanlar bazı müzikler dinleyip akşamları dışarı çıkmak isteriz. Ya da kar yağsada cam kenarından izlesem diye düşünürüz ama hiç bir zaman tam anlamıyla o duyguyu yakalayamayız. O duyguyu her zaman birileri berbat eder ya da akılda birileri kalır, bir kırıntı, bir fotoğraf, bir kare, bir anı herhangi bir şey. Yakabildiniz mi berbat eden anlarınızı?
Ben yaktım.
Yaktıktan sonra rüyalarda da olsa devam etti herşey. Çünkü ne kadar yaksanda bilinçaltında ki perde bir yerde açılıp sana onları gösteriyor. Çoğu yazımda bahsetmiştim. Ben yazar değilim, ben psikolog değilim. Beni fener gibi kullanın, bilinçaltınızda ki tüm karanlığa aydınlık olabilirim demiştim ki, bunada her zaman sebep olduğumu biliyorum.
Bu tip yazıları okumak, bu tip yazılar yazmak herkesin kafasında ki kadar kolay değil. Bu psikolojide olmayan birinin içindekileri dışarı aktarması kolay olmaz. Çünkü güvenemez, insanlar ne der diye düşünür. Benim birisinin hakkımda ne düşündüğü, arkamdan neler döndüğü ya da engelleri kimlerin koyduğu umrumda değil. Ben kendi kendimi büyüttüm, bu saatten sonrada kimse beni büyütmeye kalkmamalı.
Güncel yazı ve projeleri instagram'da duyuruyorum. Takip et, iletişimde kalalım ✔️@tahamumcu